Yazıya başlamadan önce tarihin safraları sayılabilecek ülkeler arası düşmanlıkları bir kontrol etmek istedim.
Aslına bakarsanız bu konuda bazı deneyimlerim var.
Türkiye- Yunanistan
Pakistan- Hindistan
Kore - Japonya
İsrail -Filistin
İngiltere-İrlanda
Ukrayna- Rusya
Azerbaycan-Ermenistan
Amerika - Meksika ve daha bir sürüsü…
Wikipedia’ya göre
19. Yüzyılda 5
20. Yüzyılda 21
21. Yüzyılda 40 ( Durun bi yaa! Henüz 23 yılını geride bıraktık güzelim yüzyılın.) sınır bölgesi çatışması kayıtlara geçmiş durumda. Bunlar öyle küsmeli, nota vermeli çatışmalar da değil. Bildiğin silahlı, çatışmalı, ölümlü kayıtlar. Ülkeler elbette haklıdır. Hepsi kesinlikle haklıdır hem de!
Şimdi sormanın tam sırası? Sizce insan neden bu kadar çatışmak istiyor. Çatışmanın sınırları tarih boyunca baktığımızda hangi seviyeye kadar ulaştı? Bu çatışmalar insanları nasıl etkiliyor? Bizim doğrudan meşgul olduğumuz insan grubu olan çocuklara karşı sorumluluklarımız neler? Önleyici sorumluluklarımızı yerine getirebiliyor muyuz? Savaşlar, doğal afetler, zorunlu göçler, kıtlık, açlık, susuzluk, salgınlar… Bitmeyen liste…
Bir öğretmen olarak bütün bunları doğrudan ya da dolaylı olarak yaşıyorum ve her defasında yüzümü çocuklara dönüyorum. Döndüğümde gördüğüm şeyi birlikte eşeleyelim.
2023 yılının Ocak ayında yolum Japonya’ya ve özellikle de Hiroşima’ya düştü. Şehrin küllerinden doğan bir kent olduğunu söylememe gerek yok. Gerçek küller. Bir anda 100.000 kişiyi öldüren ateşin geride bıraktığı küller.
Amerika, dünya ve insanlık tarihinin en vahşi anlarını net şekilde görmemizi engelleyen küller. İşte o küllerden doğan bir kent olan Hiroşima’ya gittim. Şimdi burada şu tarihte şöyle bir olay oldu. Saat şuydu. Şu kadar insan … Bunlara giresin yok.
Girmek istediğim yegane konu tam o anda…
Çocuklar okula geldiği anda.
Kimi yolda, kimi okula ulaşmış, kimi ayakkabısını bodrum kattaki ayakkabılığa bırakırken( Japon okullarında ayakkabı yoktur. Bizdeki camiler gibi ayakkabılar girişte çıkarılır. Terlik ya da çorapla gün tamamlanır. Bahçe oyunlarında dileyen ayakkabısını giyer.) kimi ödevlerini masasına koyarken…
Tam o anda patlayan Little Boy’un şehri dümdüz etmesini ve Fukuromachi Elementary School’da yaşananlara girmek istiyorum.
İnsanlığın zalimliğini işaret etmenin tam da sırası aslında. Katil devletler silah yapma yarışını hiçbir zaman rafa kaldırmadı. Hala da öyle. İşte bu yarış dünyanın her yerinde canlar aldı. Almaya devam ediyor. Bunları yazarken kanıksamış bir his geldi kalbime. Yazık bana!
Lafı uzatmayalım. Atom bombası düştükten sonra dünya büyük bir şok yaşadı. Savaşı ve ölümü alelade bir şekilde gören toplumlar o gün sinir uçlarına bir şeyler dokunmuş gibi reaksiyon gösterdi. Nükleer silahlanma karşıtı bilim ve sanat çevreleri kampanyalar düzenledi ve dünyayı uyardılar. Büyük ölçüde başarılı da olundu ama devletler tabii ki durmadı. Atam bombasının aktivasyon enerjisi olarak kullanıldığı çok daha büyük Hidrojen bombasını icat ettiler. İyi haber o bombanın ve benzerlerinin henüz kullanılmamış olması. Bu durumu iyi haber olarak görmek bana da saçma geliyor. Ama kullanılmamasının nedeni maalesef düşmanda benzer bir silah olması. Evet hümanist gerekçeler değil.
İşaret ettiğim kaos ve acı sıfır noktasındaki Fukuromachi Elemantary Scholl’da bir rutin başlattı.
Okul topluluğu olayın gerçekleştiği gün bir araya gelerek bir anma gerçekleştiriyor. Toplumları bilirsiniz. Ortak acı ve neşeleri milli ya da dini zeminde kutlarlar ya da anarlar. Bu anma etkinliğinin devamı olarak müfredata BARIŞ EĞİTİMİ başlığı eklendi. Japonya yaşadığı acı tecrübenin insanlık için ne manaya geldiğini görüyor. Arkadan gelen nesillerin barışçı bir düşünce yapısıyla yetişmesini çok önemsiyor. Bu acılar toplumun genel kültürel haliyle de yan yana gelince başarmak zorunda bir his ortaya çıkıyor. Japonları belki son 80 yılda küllerinden doğmasını başka biçimde açıklamak zor olabilir.
En yukarıda belirttiğim sınır bölgesi çatışmaları ne zaman insanlara ‘’ Bu kadar yeter!’’ Dedirtir bilmiyorum. İnsan dünyanın her yerinde diğerinin kurdu olmaya devam ediyor. Barışı önemseyen Japonya muhtemelen bu denklemi çözmeyi başarmış ve huzura ve refaha odaklanmış durumda. Sonuç ortada!
Bir başka barış yanlısı Nelson Mandela’nın aklımdan hiç çıkmayan sözüyle bu kısmı tamamlayalım.
Eğitim dünyayı değiştirebileceğiniz en güçlü silahtır.
Rolihlahla-Mandela
http://www.fukuromachi-e.edu.city.hiroshima.jp/shiryoukan-index.html
https://en.wikipedia.org/wiki/List_of_border_conflicts
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder