19 Temmuz 2022 Salı

SİNGAPUR: BAŞARDIM ÇÜNKÜ MECBURDUM



 

Malezya, Malay, Çinli ve Hintlerin yaşadığı bir  bir bölgedir. İngiliz kolonisi olan bölgede  etnik ve dini farklılıkların yönetimi her zaman kolay olmamıştır. 1400’lerde başlayan koloni tarihi en son halini 1965 yılında Malayların siyasi üstünlüğü ve Singapur’u
n da politik ayrışması ile son şeklini almıştır. Singapur ise
  çoğunlukla  Çinlilerin yaşadığı bir ada şehir devleti halini almıştır.


Kaba taslak tarih bilgisi olarak  yukarıdakileri bir kenarda tutalım.  


Singapur toplamda 710 kilometrekarelik alana sahip bir yerdir.  Yani Şile’den biraz az. 

Bu alanın da 1/3’ü sonradan deniz doldurularak var edilmiştir. Ülkede tarım alanı yoktur. Ülkede yeraltı kaynağı yoktur. Şu anda kişi başına düşen milli gelirleri 2020 verilerine göre  kişi başına 86500 Singapur Doları’dır.  1 Milyon TL yani.  Daha anlaşılır olduysa devam ediyorum.


Şimdi efendim bu tarih,  para pul mevzularının eğitimle ne alakası var.  Ayıp değil mi? Bir öğretmen blogunda paradan bahseden mi?  Efendim haklısınız, para pul mevzuları ayıptır.  Refahı, eğitimin sayesinde elde eden  bir toplumun çıktılarını nicel yoldan ifade ediyorum ki neyi başardıklarını anlayalım. 


                                                         



1965 yılında,  kendi göbeğini kesen Singapur’un elinde insanından başka hiçbir şeyi yoktur. Halkını doğru şekilde eğitmekten başka bir şansı yoktur. Tıkanmış  bir sistemden kaçma cesareti göstermiştir. Bataklık bir alandır.


1917 yılında kendi göbeğini kesen Finlandiya’nın elinde insanından başka hiçbir şey yoktur. Halkını doğru şekilde eğitmekten başka bir  şansı yoktur. Tıkanmış bir sistemden kaçma cesareti göstermiştir. Bataklık bir alandır.


İki ülkeyi aynı kelimelerle ifade edebiliyorsak ve iki ülke de dünya genelini etki altına alan bir fenomen yaratabilmişse buraya bakmak lazım. 


Bilirsiniz,  Gregory Petrov Finlandiya’ya ‘’ Beyaz Zambaklar Ülkesi’’ der.  Sanırım Singapur için de ‘’Beyaz Orkideler Ülkesi’’ demek lazım.


Hatırlayalım  Beyaz Zambaklar Ülkesinde’de eğitim için kanaat önderleri, memurlar, din görevlileri hatta yumurta satıcıları birliği bile sorumluluk alarak ülkenin ayağa kalkmasını planlarlar.


Singapur’un sloganı nedir ? ‘’ From Marshes to Global City’’  ( Bataklıklardan Global Şehre ) 

Başardıkları bu şeyin ardındaki ruhu biraz betimlemek gerekebilir. Elbette dünyanın hemen her yerinde karşılaştığımız büyük zorluklardan sonra toplumların kenetlenmesi, sadakati, kuralların net şekilde toplumsal sözleşmede yazılmasıdır. Buna anayasa da diyorlar.:)


Singapur’da kafelerin önündeki masaların etrafında sarı bir çizgi var. Bu çizgi sigara içilemez alanı belli ediyor. İçecekseniz dışına çıkmanız lazım.  Çalışıyor. Bu örnek ne işe yarar. Bana kalırsa teknik olarak bir işe yaramaz ama toplumsal mutabakatı ve kuralları esnetilmemesi bakımından manalıdır. 


Bu türden kuralları öğretmen yetiştirme, okulların içindeki gündelik yaşantıda, yönetimsel ilişkilerde, müfredatın belirlenmesinde, öğrencilerin geleceklerinin planlanmasında, ülkenin geleceğinin planlanmasında, ekonomide, kıyafet kodlarında her yerde bulabilirsiniz. Çalışıyor. 


Okullara şortla giremezsiniz.  Ben denedim. ‘’ Aman bu da  sakallı, uzun, yabancı, yeşil gözlü bir beymiş. Bu girsin bakalım.’’ Demediler. Evet yeşil…


Bizimle karşılaştırma yapmayı pek sevmem ama bugünlerde ülkemizde üniversite mezunlarının kredi faizleri kaldırılmış. Tamam kabul. Ne hoş. Genç  çocuklar zaten zorluklarla başlıyorlar  hayatlarına.  Henüz geçen yıl ödeyenler, şu anda üniversite okuyup faiz ödememek için almayanlar  gibi devasa gruplar itirazlarını dile getirdi. 


Bu hadisenin benim gözümdeki tek manası yamalı bohça hissidir. Döküntü bir kayığın neresinde su alırsa orasını tamir eder gibi bir karmaşa hissi yaratıyor bende. 

Kurallar  diyorum ya. İşte bu türden toplumsal yarılmaların önüne geçiyor. Toplumsal yarılmaların olmadığı, ülkü birliğine sadık bir toplumun  başaramayacağı hiçbir şey yoktur. 


Şunu da ihmal etmemek lazım. Outliers- Çizginin Dışındakiler  adlı bir kitap var. Çok severim.  Yazarının bölge halkları ile ilgili beni çok etkileyen bir tespiti var.,


Malcolm Gladwell bir araştırma yapar. TİMMS’de  sıra dışı bir şey tespit eder.

Sınavdan önce katılımcılara 120 soruluk bir anket verilir. Bu anket evdeki kitap sayısını, ana babaların mesleklerini, hayalleri, kültürleri irdeleyen bir ankettir ve katılımcıların bu sorulara cevaplar yazmaları istenir. 


Soruların  tamamına detaylı cevap verenler, soruların tamamına cevap verenler, soruların büyük kısmına cevap verenler, soruların az bir kısmına cevap verenler  belirli kriterlere göre bir sıraya konulur.  

Dikkat! Henüz sınav başlamadı. 


Sınav da uygulanır. Ülkeler sıralanır. 

Devamını okumadan bu iki listenin benzerliği ile ilgili tahmininizi yapınız. 

Yaptınız mı? 

Liste birebir aynı. Evet aynı. Nasıl oluyor bu iş. 


Cevap sebat kültürü.  Tamam bu da kabul ama Güney Doğu Asya’dan Singapur, Hong Kong, Kore, bir sürü Çin eyaleti TİMMS’in  nasıl oluyor da tepesinde yer alıyor?


Cevap,  bu ülkelerin ortak kültüründe ÇELTİK var. Pirinç yetiştiriciliği yani. Pirinç zordur. Bataklık gibi bir alanda uzun ve hassas çabalar gerektirir. Binlerce yıldır aynı yöntemle pirinç yetiştiren bu halkların sebat etme  becerisinin artık genlerinde olduğunu iddia ediyor yazar. 


Ne hikaye ama!



Buradan büyük hikayeler çıkar. Hatta belki dünyanın bir kısmı depresyonla, bir kısmı açlıkla mücadele ederken. Bölge insanı tutumunu korursa gelecek yüzyıllarda dünyanın merkezi ciddi şekilde değişebilir. 




 ( TIMSS- Trends in International Mathematics and Science Study: Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması) 


https://timss.meb.gov.tr/www/timss-nedir/icerik/4















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder