Malezya, doğası gereği etnik unsurlar arasındaki dengeleri gözetmesi gereken bir ülkedir. Eğitim bir savaş alanına döndüğünde toplumların bazen açık bazen de itiraf edilmeyen yarılmaları başlar.
Eğitimin amacı sadece ''eğitim'' olan toplumlarda net farklılıklar görmekteyiz. Singapur bahsinde bunu detaylıca ele alacağız ama her zaman olduğu gibi eğitimi tarihsel detaylardan ayrı ele alamayız.
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından yeni bir dünya düzeni geldi. Başta İngiltere olmak üzere 1950’li yıllarda sömürgelerine yeni bir düzen tesis etmek istedi.
Mesela Kenya’da yerli halkın milliyetçi sızlanmaları! artınca bir anda müslüman topluluğu palazlandı. Kendi okullarını açmaya, Arap harfleri ile eğitim yapmaya, İngilizlerin müsadesi ile güçlenmeye başladılar. Elbetteki bunun bir karşılığı olacaktı. Çoğunluğu Arap olan Kenyalı Müslümanların İngilizler tarafını desteklemek gibi bir durumu olacaktı.
Olmadı. Yetmedi daha doğrusu. İngilizler Kenya’dan çekildi. Benzer yıllarda bir çok yerde benzer hadiseler oldu.
Malezya da dahil. 1952 yılında daha kalabalık olan Malayları yanında tutmak suretiyle Çinli ve Hint kesimini geri planda tutan İngilizler yine benzer bir niyetle bir sırt sıvazlama yoluna gidecektir.
Okullarda İngilizce ile birlikte Malayca dilinin de okutulması kararı alındı. Tamilce ve Çince’nin bu aşamada bir önemi yok gibi davranıldı ama tarih İngilizleri bir kere daha yanılttı. Şu anda Malezya okullarında Çince, Tamilce, Malayca ve İngilizce resmi olarak okutuluyor. Daha doğrusu okulların eğitim dillleri farklı ve velilerin tercihine göre öğrenci bir okula yöneliyor..
Bu dil olayı malum biraz milliyetçi ya da etnik bir tarafı olan bir ayrışma gerekçesi olabiliyor.
Tam da yıllarda hiç beklenmeyecek şekilde Müslüman Malayları yanında tutmak isteyen İngilizler bir de din kozunu oynamışlardır. 1952 yılında başlayan yarılmayı durdurmak yani yönetmeye devam etmek için okullarda dini eğitimin önü açılmıştır.
Müslümanlar lehine gelişen süreç bir sonraki aşamada Arap ülkelerinin dikkatini çekecektir.
1970’ler ve sonrasında ise hızlıca zenginleşen Arap toplumları (Libya, Kuveyt, Arabistan gibi OPEC ülkeleri) emperyalist abi olmaya soyunmuştur. Malezya’ya doğrudan maddi destekler vererek bizzat İngilizler eliyle başlayan daha muhafazakar çizgi, doğrudan İslami bir bakış halini almıştır. Araplar da parayı koyacak yer aramış olabilir tabi. O zamanlar İstanbul konut piyasası bu kadar hareketli değilmiş demekki.
Buradan hemen çıkıyoruz. Sürecin devamına bakacak olursak anaokulundaki eğitimin çerçevesi dinidir.
Temel hedefleri incelediğinide din, ahlak, vatan ve millet kelimelerinin sistemin göbeğinde olduğunu görüyoruz.
Malezya Eğitim Bakanlığı bünyesinde bulunan Din Eğitimi Birimi özel bir niyetle fonlanmış ve son olarak üniversitelerin özerkliği alınmış ve bakanlık marifetiyle dini bir çizgide tutulmaktadır. Tabii ki bakanlık bünyesindeki Din Eğitimi Birimi bu alanda da çalışmalar yapmaktadır.
Şöyle bir bakacak olursak Malezya eğitim sistemi din ve tarihin doğurduğu ekonomik, politik, etnik geçmişin gölgesinde sürekli yeniden dizayn edilmektedir.
Ülkenin eğitim sisteminden bahsederken kaos tınısı oluştu ama The Legatum Refah İndeksi’ne göre bizden çok daha iyi bir yerde olduklarını da belirtmek zorundayız. Genelde Türkiye ile karşılaştırmalar yapmam ama bir referans olarak raporun ilgili kısımlarını paylaştım. Malezya ve Singapur her bakımdan o kadar alakalı ki bizim Kıbrıs ile olan ilişkimize benziyor. Sadece bağlar bakımından bunu söylüyorum.
Aynı indekse göre Singapur'un eğitimde dünya birincisi olduğu da görülmektedir. İncelemeye devam edeceğiz.
Si̇ngapur eği̇ti̇m si̇stemi̇ i̇le türk EĞİTİM ... - dergipark. (n.d.). Retrieved July 6, 2022, from https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1412628
INSAMER, insamer.com. (2019, January 17). Malezya'da Eğitim ve Mevcut Sistemin Kalkınmasına Yönelik Planlamalar. insamer.com. Retrieved July 7, 2022, from https://insamer.com/tr/malezyada-egitim-ve-mevcut-sistemin-kalkinmasina-yonelik-planlamalar_1926.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder