Sinir
bozucu bir giriş olacak ama kabul edelim
ki para kazanan herkes geleceğini garanti altına almak için parasının ciddi bir
oranını saklamak, yatırım yapmak vs.
için ayırma konusunda çok istekli. Bazılarımız bunu yapabiliyor,
bazılarımız ise sadece heves edip öylece kalıyor. Bir önceki cümleden ‘’ yapabiliyor’’ kelimesini
bilerek kullandım. Onun yerine başarabiliyor da denebilirdi ama bunu bir başarı
olduğuna inanmadığım için ‘’ yapabiliyor’’ demek istedim.
Öte yandan
hep bir ağızdan ‘’Çocuklar bizim geleceğimizdir.’’ diye söylenip az önceki konu kadar dikkatli
davranmıyoruz. Ya da öncelikler
sıralaması yaparken listenin başına koyduğumuz şey belli diyelim. Kimseye bu işi para ile halledebilirsiniz falan
dediğim yok elbette. Bunu özellikle belirtmek isterim. Hatta ebeveynlerin para konusundaki tutumları
çocuklarımız için zaman zaman olumsuz sonuçlar dahi doğurabiliyor. Hatta daha
önce de zaman zaman referans verdiğim Davut ve Golyat kitabında bu konuda bazı
istatistikler bulunmaktadır. Para miktarı bir yere kadar eğitimle olumlu
korelasyon veriyor. Daha sonra grafik çocuklar aleyhine değişiyor. İlgilenenler
bakabilir.
Konuyu ‘’
geleceğimiz ‘’ olan çocuklarımızın bu gününü dizayn etmekle ilgili bir yerlerde
tutmanın daha önemli olduğunu düşünüyorum.
Öncelikle
hayalimiz en iyisini ulaşmak. Bu konuda her alandan herkes planlarını sürekli
yapıyor. Eğitimciler olarak bizler de en iyiye ulaşmak için eylem planları
yapıp duruyoruz. Teknik olarak hoş bir durum gibi görünüyor ama bu fikri
beğenmiyorum. Bana kalırsa en iyi için değil de olduğumuzdan daha iyisi, yani
ulaşılabilir bir hedef için çalışmak daha makul. Sonra bir kere daha olduğumuzdan
daha iyisi için çalışırsak belki bir gün planladığımız en iyiye ulaşabiliriz.
Bu sebeple önce olduğumuz hali betimlemek zorundayız. Türkiye’de devlet-özel,
büyük-küçük birçok okulda ve kademede görev yaptım. Bir çok deneyimim oldu ve
görüyorum ki çocuklarımızın etrafı aşağıda belirteceğim unsurlarla sarılıp
sarmalanmış.
·
Hantallaşmış
eğitim sistemimiz
·
Mutsuz
öğretmenler
·
Paradan
başka bir şeyi düşünmeyen özel okul sahipleri
·
Maalesef
kendi alanını dahi bilmeyen öğretmenler olarak bizler
·
Kaynak
kitaplar
·
Televizyonlar
·
Sürekli
birilerini kandırmaya çalışan toplum yapısı
·
Her
konuda yarılmış toplum
·
Açgözlülük
· · Doğa
katliamları
· · Çevre-kadın
hakları-özgürlükler konularındaki ortalama halimiz
(İşini etik
değerlere bağlı kalarak yapan eğitim camiasının mensuplarını tenzih ederim
tabii ki. Yanlış anlaşılma olmasın.)
Arka
arkaya sıralayınca moral bozucu gelmiş olabilir ama gerçeğimizi anlamak ve
nereden ya da nerelerden başlayacağımızı belirlemek için fazlaca önemli
detaylar.
Çok vahim
bir örneği paylaşmak istiyorum. Aslında istemiyorum ama yazmazsam bir şeyler
eksik kalırdı. Türkiye’nin en büyük öğretmen grubu ( 650000 takipçisi olan bir
hesap) bu grubu anlamak için uzun
zamandır takip ediyordum. Dün gruptan attılar beni. Çok incindim! Öğretmenler
yeni ders programlarını paylaşıyor ve öğleden sonralarını veya günlerini boş
hale getiremedikleri okul yönetimlerine kızgınlıklarını çeşitli kelimelerle
dile getiriyorlardı! Dayanamadım ve yazdım. Boş olan vakitlerde okuyabilir, ya
da dersleri daha iyi hale getirebilmek için çalışabilirlerdi bence. Gerçekten
hakaret vs. asla yoktu. Sadece yukarıdaki düşüncemi yazdım. Gerçi okumazlar ama
söz hakkı doğduysa öğretmenler sayfasının yetkilisi kimse ( Kadın
öğretmenlerin erkek öğretmenlerin
aradıkları özellikler türevi anketler
yapmaktan vakit bulursa eğer…) yazışmaları yayımlayabilir. Keşke alsaydım ekran
görüntülerini. Şaka yapmıyorum beni
gruptan attılar. Durum yaklaşık olarak buralarda bir yerlerde. Kalanını siz
düşünün.
İster kabul edelim
ister etmeyelim ülkemizde bebekler yumruklarını sıkarak doğuyorlar. Yukarıda
saydıklarım ve genellikle de günümüz Türkiye’sinin öğrencilerinin maruz
kaldıkları, çoğunlukla da toksik denebilecek nitelikte duygu ya da durumlar gözlerimizin
önünde durmaktadır.
Bu
şartlardan dolayı her çocuk için bir kanser maskesi talebim oldu.
Bu ara
unutmayınız ki kanserli insanlar maskeyi bizler hasta olmayalım diye değil
kendileri bizden dolayı daha da hasta olmamak için kullanırlar.
24. 09. 2017
Cambridge UK
Güzel bir yazı olmuş. Turkiyenin en büyük Ingilizce öğretmen grubunda da Türkçe konuşuluyor. Ingilizce yazanların gramer hataları veya kelime seçimleri yine Türkçe eleştiriliyor. Hepimiz Türküz neden Ingilızce yazalım ki? Diyen öğretmenler sınıfındaki Türk öğrencisinin Ingilizce konuşamadığını "çaresizce" anlatıyor.
YanıtlaSilCare deux ex machina...
YanıtlaSil