2016 yılında
yapılan üniversite öncesi ulusal sınavlarda matematik ve geometri skorları bazı
anlamlara geliyor. Sadece üniversite değil eğitimin daha aşağı kademelerine
doğru indiğimizde de benzer anlamları bulabiliyoruz ama üniversite sınavlarının
sonucunun reytingleri daha yüksek oluyor.
Yukarıda paylaştığımız grafiklerin anlamına bakılırsa matematik hiç de iyi olmadığımız bir disiplin. Sorgulanması gereken bir şeyler olduğu ortada.
Matematik sebep mi sonuç mu?
Matematiğin
bugününü anlayabilmek için tarihsel sürecine kısa bir göz atmamız iyi olabilir.
İnsan türü bilişsel devrimi, tarım devrimini ve son olarak bilimsel devrimi
gerçekleştirerek yaşam şeklini her defasında yeniden dizayn etti. Yeryüzünde
sadece 3 defa ciddi devrim ortaya koydu ve hâlihazırda 3. devrimin süreç olarak
içerisindeyiz. Bilimsel devrim yeryüzündeki hayatı her geçen gün biraz daha
yapay hale getirirken sürecin en büyük katalizörlerinden birisinin matematik
olduğunu düşünebiliriz. Matematiğin süreci ilkel atalarımızla başladı
denebilir. Temel saymaları ilk
atalarımız da yapıyordu ama bunu bir sembolle ifade etmiyorlardı. Muhtemelen
avcılık yaparlarken ‘’miktar’’ nosyonu gelişmişti ve bu ise bir tür matematik
eylemi denebilir. Elbette ilkel atalarımız mağarada yaşarken birden üçgenin iç
açılarının toplamından bahsetmeye başlamadılar. On binlerce yılda ortaya çıkan
bilişsel ve zihinsel kapasite süreci her defasında daha ileriye taşıdı.
Yerleşik hayata geçmiş olmak tarım devrimini, tarım devrimi ise sahip olunan
eşya ya da yiyeceği koruma, saklama ihtiyacını beraberinde getirdi. Korunan ve
saklanan gıdaların fazlası ise ilk başlarda değiş tokuş ile ticarete ortam
hazırladı. Değiş tokuş ticareti ise sürekli daha karmaşık hale gelerek dar ve
geniş alanlarda ticareti var etti.
Ticaret iletişimi, ortak kültürü ve parayı ortaya çıkardı. Süreç hız
kesmeden devam ederek sayıları, negatif sayıları, cebirsel matematiği doğurdu. Bugün
geldiğimiz noktada matematik her anımızda bize eşlik ediyor. Yukarıdaki sürece
bakacak olursak matematik sonradan yaratılmış, bir zümrenin kendi aralarında
iletişim kurmak için ortaya koydukları, soyut, uzak, alengirli, anlaşılmaz,
sadece sınavları yapılan, zor bir şey değildir diyebiliriz.
Matematiğin
geldiği noktaya baktığımızda, anlaşılması güç, ürkütücü tarafları olan bir
disiplin gibi duruyor olabilir ama matematik hemen yakınlarımızda bir yerlerde.
Bunu ispatlamanın çok fazla yolu var. Öyle ki hepsini yazacak olsam muhtemelen
hemen sıkılırsınız. Belki fark edilmiyor olabilir ama matematiğin su anda dahi
sizi doğrudan etkilediğini biliyorum. Birkaç örnek vermek gerekirse, sokağa
çıktığınızda birçok örüntü
bulabilirsiniz. Yolda yürürken kaldırımın kenarları dahi bir örüntü ile
boyanmış olabilir. Simetri zaten
olmazsa olmazımız. Evden çıkmanıza gerek
yok aynaya bakmanız bile yeter. Ölçüler
herkesin hemen her gün kullandığı bir matematik alanıdır. Yaz geldi kiloları
kontrol etmek çok ünlü bir konu olabilir ama o kiloları var ederken
pişirdiğimiz kekler de bir takım malzemelerin belirli ölçülerde bir araya gelmesiyle oldu. Yollardaki hız limitlerine uyum sağlamak zorunda
olmamız da matematiğin hemen yanı başımızda olduğunu gösterir. Zaman nosyonu da matematikle ilgilidir.
Bu yazının yazılma günü ve saati ile ilgili bilgi almak istiyorsanız hemen
şimdi en aşağıya bakabilirsiniz. Olasılık
dediğimiz şey zaten iddia bayilerinin fikirsel alt yapısını oluşturuyor. Paranın gerçek hayata yakın bir şey
olduğunu anlatmaya çalışmak zaten çok gereksiz bir şey. Geometrik şekiller zaten yapay çevremizin en sık kullanılan
şekilleri denebilir. Eve sipariş edilen pizzanın dilimleri kesirler diye bağırıyor olmalı. Eğer yukarıdaki örnekler yetmediyse,
bu metni okumak kullanmakta olduğunuz elektronik cihazın yaklaşık 50000 defa
matematik işlemi yapıldıktan sonra size ulaştığını tahmin ettiğimizi de
bilmelisiniz. Bu tahmini yaparken uluslararası ticaret, web sitesi alt yapısı,
taşımacılık, mağazacılık gibi alanlar ile ilgili yetkin kişilerden görüş
aldığımı belirtmek isterim. Matematik bu kadar yanımızda bir yerlerde işte.
Hatta şu anda kullanmakta olduğunuz cihaz bir takım işlemler yapmaya devam
ediyor ve bu da yine matematik sayesinde oluyor.
Sayılar
Son olarak
bütün bu ifade ettiklerimizi matematik dilinin sembolleri olan sayılarla ifade
ederiz. Şu anda sayıları yeryüzünden tamamen silseydik ne ile karşılaşırdık bir
düşünelim. Yeryüzündeki yapay olan her şey çökerdi. Futbol maçlarının sonuçlarını ifade
edemezdik, otobüsler karışırdı, zamanı algılayamazdık, alışveriş yapamazdık,
ayakkabımızın büyüklüğünü dahi hesap edemezdik,
yanlış kapıdan başka bir uçağa binmek hiç de iyi bir fikir gibi durmuyor
ve daha bir sürü şey… Sayılar olmasaydı sadece inekler süt vermeye devam ederdi
ya da onun gibi bir şeyler işte.
Eeee eylem
planımız ne? Ekibi toplayıp, kapı kapı
dolaşmayacağız tabii ki ama matematiğin sinir bozucu uzaklıktaki soyut bir şey
olmadığının düşünülmesi çocuklarımızın matematik becerilerine olumlu katkı
yapabilir. Bu fikrin yayılması dileğiyle…
28.06.2017
Çarşamba
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder