10 Mayıs 2017 Çarşamba

Siz Hiç Mutfak Robotundan Korkan Ev Hanımı Gördünüz Mü



Dünyanın değişme hızıyla ilgili fikir söylerken bile bir sürü şeyin değiştiğini veya yürürlükten kalktığını idrak ediyoruz. Her alanda her yeni gün büyük sıçrayışlar oluyor. İnsan türünün tarihine baktığımda, bilhassa modern zamanlarda maruz kaldığımız değişimler doğamıza uygun mu diye soruyorum. Elbette konumuz sinema ya da sporun evrimi ile ilgili olmayacak. Mümkünse insanın eğitim geçmişi ile ilgilenmek istiyorum. Bugünü anlamak ve öğretmenlik mesleğinin fikirsel temellerine inmek istiyorum.


İnsanların eğitim geçmişi ilkel atalarımızın hayvanları taklit etmesiyle başladı denebilir. Hayvanlar yeni yavrularını korunma ve avlanma konularında eğitirken benzere bir durum eş zamanlı olarak taklit yoluyla insanlarda da gerçekleşti. Sonuçta bir eğitme süreciydi ve zaman içinde dilin kullanımı ile eğitimdeki ilk ciddi sıçrama gerçekleşti diyebiliriz.


Sapiens ve Aynalar kitaplarında da değinildiği gibi insan türünün avcı toplayıcı evreden yerleşik evreye geçişiyle toplumların yapısında hemen hemen her şey değişti ve eğitim işinin içeriği de bu değişime ayak uydurdu. Bir kere toplu yaşama kültürü ve üretme eylemleri uzmanlaşma nosyonunu beraberinde getirdi. Bu değişim usta çırak ilişkisini ve bin yıllarca sürecek olan eğitim yaşantımızı doğurdu. Bugün de hala usta çırak ilişkisini görmekteyiz. İlkel atalarımız ile pratisyen hekimin ustalaşma süreci bir bakıma benzerlik gösteriyor denebilir. Kısacası akademi de dâhil olmak üzere süreç genel olarak benzer bir şekilde hala işlemekte.


Birinci bölümdeki konuşma sayesinde eğitimin yaşadığı güçlü sıçrayış ikici bölümde usta çırak ilişkisiyle ikinci büyük sıçramasını gösterdi. İnsan türü, kendi tarihini var ederken yerleşik hayata geçmenin ardından devletleri, savaşları, din kurumunu, sanatı ve daha bir sürü şeyi var etti. Süreç hızlı bir şekilde ilerlerken yazıyı kullanmaya başladık ve yazının devamında matbaayı ürettik. Bu da üçüncü önemli sıçrama olarak kabul edilebilir. 


Matbaa sayesinde basılı malzemeler geldi. İletişim ve haberleşme sayesinde insanlar bilgiye ulaşma konusunda bir konfora ulaştı. Elbette ilk başlarda sadece aristokrasinin ulaşabildiği kitaplar zaman içinde yaygınlaştı ve bugünkü halini aldı. İnsan türünün eğitim tarihi açısından en önemli sıçrayışın hangisi olduğunu kendi adıma kestiremiyorum ama yakın geçmişimizde bizzat bizlerinde şahit olduğu internet, eğitim adına bütün insanları hemzemin yaptı denebilir. Belki de insan türünün en büyük sıçraması internettir. Bunu anlamak için biraz daha yaşamamız gerekebilir. Binlerce yıllık geçmişimize baktığımızda birkaç tane olan aşırı büyük değişimin birinin başlangıcına şahitlik ediyor olmak bir öğretmen olarak beni mutlu ediyor. Öyle ya fikirlerimi sizinle paylaşırken de interneti kullanıyorum.  Bloğuma dünyanın hangi ülkelerinden kaç kişinin girdiğini de yine bu sayede görebiliyorum. Oldukça ilginç bir durum.


Tarih boyunca yaşadığımız köklü değişimler elbette okul kurumlarını da bir noktada zaruri hale getirdi ve bildiğimiz manada ilk okul kurumları 18. Yüzyılda Avrupa’da ortaya çıktı. Ardından Amerika, derken bütün dünya da yaygınlaştı. Her devlet kendi insanlarının niteliklerinin artması için bu düzenin bir parçası oldu. Günümüzde devletlerin okul kurumlarını ideolojileri için kullandığını da tartışıyoruz ama o mesele başka bir tartışmanın konusu olduğu için sadece atıf yapmakla yetinmek istiyorum. Bildiğimiz manada üniversite geçmişimiz ise yaklaşık 50 yıl geriye dayanmakta.  Elbette her toplumun kendine göre üst seviyede eğitim kurumları vardı ama sınava girme, puan alma, bölüm seçme gibi davranışlarımız çok eskiye dayanmıyor.  Süreci burada sorgulamamız gerekiyor. Tarih boyunca biriktirdiğimiz tecrübe 2017 yılına yetiyor mu? Öğretmenlik mesleğini nasıl öğrendik? Yetiştirdiğimiz çocuklar nasıl bir hayatın içinde olacak? Zaman ve mekâna meydan okuyan fikirlerimiz var mı?


Eğitim geçmişimizi elimden geldiğince ifade ettikten sonra geleceğimizi de konuşmak iyi olabilir.  Büyük ihtimalle okullardaki bilgisayar teknolojileri artacak ve öğretmenlik mesleği süreçle beraber anlam değişiklikleri yaşayacak. Belki de bilgisayarlar bizim yerimizi alacak. O zaman şu soruyu soralım
.
Acaba bizler yerimizi alacak olan bilgisayarlardan çekiniyor muyuz? Ev kirasını kim ödeyecek, robotlar mı?


Ben mutfak robotundan çekinen bir ev hanımı görmediğim halde bu konu kafamı kurcalıyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder